arkadaşıma hayvanlardaki zeta erkek tipini anlatmak için alfa beta familyasını baştan anlatmaya karar verdim. alfayı betayı gamma ve omegayı anlattıktan sonra tam zetayı anlatmaya geçecekken sabahtır sabırsız bi şekilde zetayı anlatmamı beklemesinin arkaplanında kendimi anlatacağımı düşündüğüne emin oldum. alfanın varolabilmesi için betanın olmasının zorunlu olduğunu, alfanın betaları kontrol altına aldığında veya koruması altına aldığında kendini alfa hissettiğini, betaların ise alfa olma çabasını omegaları aşağılayarak başarmayı çalıştığını fakat alfa olamadıklarını, zetaların ise hiyerarşinin dışındaki alfalar olduğunu, kimseyi aşağılamadıklarını, alfa olma çabasına girmediklerini, sakin olduklarını, gerçekten konuşmaya değer bir şey bulmadıklarında konuşmadıklarını, hiçbir alfanın onlar üzerinde hakimiyet kuramadığını anlattığımda 'evet kendini anlatacağını biliyordum' diyerek benim anlattığım zeta tanımına beni yakıştırması beni 1 saniyeden kısa bir süre iyi hissettirdi. kendimi görmek istediğim yerde veya oraya yakın olduğumun söylenmesi iyi hissettirdi. fakat bu iyi hissi fark ettiğim anda kısa süre bile sorgulamadan yok ettim. 'tamam oldum' hissi asla hissetmek istemediğim bir hâl. beni kamçılayan tek düşünce yeterli hissetmemek. benden iyisini görmek beni kamçılıyor. düne göre gelişmediğimi görmek beni kamçılıyor. duraklama yaratan her türlü düşünce veya duygudan kaçmak istiyorum. bi kişinin gözünde başardığımı görmek bir anlam ifade etmiyor. onun sözüne yanılırsam 'demek ki bazı şeyleri doğru yapıyorum bu durumu korursam diğer insanlar da benim için aynı şeyi düşünür' düşüncesi çok hatalı. herkesin algısı ve dünyası farklı. bir insanda yarattığım izlenimin çıkarttığı bu sonuç başkasında farklı olabilir. hâlâ çabalamaya kendimi bile ikna edeceğim o imkansız günü görene kadar devam etmek zorundayım. neredeyse herkesi küçümsediğim için, benden aşağıda gördüğüm birinin beni aşağılaması ihtimali beni ayakta tutuyor. onları duyduğumda kontrolüm altındaki öfkenin ortaya çıkıp sonuca ulaşmak adına tüm gerekli olanları yapması çok hoşuma gidiyor çünkü bunu kendi kendime yeterli oranda yapamıyorum. o yüzden bu hissedeceğim mutluluğu engellemek zorundayım. o anlık hissin uzun vadede beni durdurmasını istemiyorum. gözü dönmüş bir pitbullun sahibini unutması ve ona saldırması gibi hedefi dışında başka hiçbir şeyi görmeyen bir canavara dönüşmek zevk aldığım tek şey.
2- 27 kasım salı 21.19
kendimi küçük görmek ile en karanlık fantezim arasında bir bağlantı kurdum. içinde hiç malzeme olmayan tek renk küçük bir dikdörtgen odanın uzun kenarlarından birinin ortasında yüzümü duvara sırtımı odaya vererek sol bacağımı hafif miktarda öne atarak kırdığım sağ bacağımı ise arkaya doğru tamamen uzatarak göğsümü içime büzüp sırtımı dışarı doğru açarken kollarımı kırıp dirseklerimi belimde sabitlediğim yumruklarımı sıkıp yüzümde birleştirdiğim bir anda tam üzerime beyaz ve şiddetli bir ışık verilmişken kostüm giymiş 4 tane kadının beni onlar yorulana kadar kırbaçlamasının ardından onlarla birlikte olmak büyük ihtimalle bana en çok zevk verecek cinsel deneyim olurdu. bu mazoşist tavrı görünce dün geceki hislerime geri döndüm. çok basit ve bariz bir bağlantı var. insanların acı dediği her türlü fiziksel zihinsel durumlar, aşağılanma, duygusal boşalma anlarının hepsi bana üst düzey zevk veriyor çünkü içimdeki o çirkin yaratık bu durumun kaynağını bulup onu tek bir lokmada ham yapıyor. bunu yapınca da büyüyor tabi. onun büyümesi de, o, benim içimde bir yer kapladığı için benim boyutumu arttırıyor. bu sürekli büyüme isteği beni garip hissettirdi. garibin açılımı ne bilmiyorum. üzüldüm mü şaşırdım mı yoksa bu pislik hislere sahip insanlarla aynı bünyede bulunmak mı kötü hissettirdi bana, bilmiyorum. gerçi kötü bile hissettiysem kötüyü nasıl açacağımı bilmiyorum.
3- 30 kasım cuma 03.12
umudum kalmadı.
4- 30 kasım cuma 09.57
büyük bir pozitif enerjiyle uyandım.
5- 1 aralık cumartesi 04.32
saf bir mutluluk yaşadım ve acizliğimden nefret edip çöktüm.
6- 1 aralık cumartesi 22.14
bir arkadaşımla iletişimi kesme kararı aldım. tabi onun bundan haberi yok. 1 sene 2 ay önce bunu başka bir insan üzerinde denerken sürecin beni biraz soru işaretleriyle boğması fakat şu an bunu 1 saniyeden kısa bir sürede soğukkanlılıkla yapmam ve hiçbir şey hissetmemem üzerine kendime sordum. lan. bu zor bir olay. en azımdan belki de farkında olmadan tatmin olmuşumdur bu başarıdan. kötü hissetmediğim kesin olduğu içn bu ihtimale yoğunlaşıyorum. ama yine de bir cevap yok.
9 aralık pazar 23.37
uyuşma fikri hep lanetli bir olgu benim için. bunun sebebine sonra değineceğim fakat ilk uyuşmanın kaynağına baktığımda orada mutluluğun yattığını gördüm. tüm uyuşturucuların kaynağı mutluluktu. kişi mastürbasyon yaptığında, seviştiğinde, sigara içtiğinde, esrar kullandığında, hap atıp taksimin urderground mekanlarında sabaha kadar dünya o an dönmüyormuşçasına dans ederken nasıl uyuşuyorsa ve bunun sebebi yaşadığı anlık veya devamlı mutluluksa aynı şekilde, kişi piknik yaptığında, müzik dinlediğinde, yüzdüğünde, oturup kafasındakileri bir yere karaladığında da mutlu oluyordu ve bu mutluluk zamanı içerisinde beyinsel işlerinde, bilişsel fonksiyonlarında yavaşlama, azalma veya tamamen yok olma durumunu yaşıyordu. peki ya bu neden istenmez bir şey olsun ki. çünkü bu yaklaşıma sahip olma durumunda insan, tanrı olma yolunda ilerleme sürecinde hiç de samimi değildir. kişi tanrı olma veya tanrı olmaya çalışma kararı aldığı andan itibaren teorisini pratiğe dökmeye kalkarsa kendi içinde yaşayacağı gelişme grafiği ya parabolik ya logaritmik ya da düz bir grafik olmak zorundadır. yani grafikte herhangi bir sekte göremezsiniz, ne bir sabit an ne bir aşğıya düşüş. tanrı olmak isteyen insan gelişme ve ilerleme fikrinden kendini alıkoyacak maddeleri kendi hayat denklemine koymamalı üstüne üstlük durmamalı da. ama insan bunu başaramadığı anları görünce kendine kızıyor. daha çokçabalaması ve geçmişinde geçirdiği durağan zamanların telafisini yapması gerektiğini düşünüyor. ama dur. ya başından beri bakış açısında bir hata varsa. ya harbiden, insan, tanrı asla olamayacaksa ve eğer ki olma yolunda ilerlemek istiyorsa o zaman da bu ilerlemenin insan bünyesine uygun olması gerekiyorsa ve insan bünyesi yetersizse. yani bu sadece ilerleme gösteren grafik insan bünyesine uygun değilse ve bu ilerlemenin aralarına sağlıklı bir bünye ve zihin için nadir mutluluk duraksamaları gerekiyorsa. o zaman başta birbiriyle çelişkili gelen uyuşmak ve tanrı olma çabası arasında aslında bir ilişki olduğu ortaya çıkar. insan, tanrı olma yolunda yetersiz oluşunu telafi etmek için(asla tam olarak ilerliyor durumda olamamak) başka bir yetersizlik(arada mutluluğun verdiği uyuşukluğun bünyeyi yeni çabalara ve günlere hazırlaması) örneği sergilemesi gerekiyor. yani aslında tam siyah gibi değil ama beyaz hiç değil. siyahla beyazın arasında siyaha daha yakın bir yerlerde. ama oldu mu şimdi. mantığın 2. ve 3. ilkesini reddettim şu an. bu süreç gayet meraklandırıcı. altından bi şey çıkabilme umudu veriyor bana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder